Manipülasyon kelimesi; insanların düşüncelerini, davranışlarını bilinçli ve art niyetli bir şekilde yönlendirmek adına yapılan faaliyetleri ifade eder.
Manipülasyon kelimesi; insanların düşüncelerini, davranışlarını bilinçli ve art niyetli bir şekilde yönlendirmek adına yapılan faaliyetleri ifade eder. Borsa terminolojisinde ise, kitlelerin algılarını yönetmek için çeşitli manipülasyon faaliyetleri yürütülerek kar elde etmeye yönelik hareketleri tanımlar. Dolayısıyla finansal manipülasyon borsa işlemlerinde dikkate alınması gereken bir husustur.
Finansal manipülasyon, kitleleri hatalı bilgiler ve hareketlerle yönlendirerek menkul kıymet alım satımına yönlendirmek olarak ifade edilebilir. Bu faaliyetler, kıymet fiyatlarını yapay seviyelerde tutma maksadını taşır. Borsa manipülatörlerinin temel motivasyonu, piyasada gerçekçiliği bulunmayan bir dalgalanma yaratarak kar elde etmektir.
Bu terimin ortaya çıkışı insanlık tarihi kadar eskidir. Ticaretin ilk kez gerçekleştiği dönemlerden beri, insanlar kar elde etmek adına farklı manipülasyon teknikleri kullanmışlardır. Ancak modern anlamda ele alırsak, bu durumun tarihsel süreci, özellikle son iki yüzyılda hızlandı diyebiliriz.
2000’li yıllarda ise teknolojinin ve internetin yaygınlaşması ile birlikte, finansal manipülasyon da da kolaylaştı. İnsanlara sosyal medya üzerinde yalan haberler ya da manipülatif yorumlar yayarak finansal araçların fiyatlarını etkilemeye çalıştılar. Bununla birlikte finansal veri analizinde kullanılan teknolojilerin yaygınlaşması ve gelişmesi ile birlikte manipülasyon yapmak daha da zorlaştı. Ancak özellikle yalan haber akımı ve yorumları ile birlikte insanları etkilemek hala mümkün. Bu durumun önüne geçmek adına atılacak adımlar da önem arz etmektedir. Özellikle ülkemizde SPK gibi denetliyici kurumların bulunması ile birlikte bu tarz spekülatif ve manipülatif içeriklerin önüne geçme çalışmaları iyice artmıştır.
Finansal manipülasyonun çeşitli yeni türlerini inceleyerek, insanı etkileyebilecek bu tarz eylemlere karşı savunma mekanizmamızı geliştirmeyi amaçlıyoruz;
Yeni olarak sayılabilecek bu finansal manipülasyon tekniklerinin ortaya çıkması, finansal tegülatörlerin daha sık düzenlemeler yapmasını gerektirdi. 2008 finansal krizi, finansal manipülasyonun ciddi etkisini gösteren en önemli olaylardan biri olarak tarihe geçti. Düzenliyiciler, finansal kuruluşların faaliyetlerini izlemek için daha sık düzenlemeler yapmak zorunda kaldı. Bu anlamda şeffaflık ilkesi gibi temel prensipler benimsendi.
Finansal manipülasyon, bilgi asimetrisi ve haksız rekabet yoluyla finansal piyaların ekonomik davranışlarını etkilemeye yönelik davranışları içerir. Finansal manipülasyonun ekonomi ve piyasalar üzerindeki etkileri ise;
Finansal manipülasyonun etik boyutları, dürüstlük, saydamlık ve hesap verilebilirlik temel iş etiğini kapsayan ilkelerle ilgilidir. Bir şirket, finansal manipülasyon yoluyla hissedarları ya da yatırımcıları yanıltarak, yasa dışı yollarla kar elde etmeye çalışabilir ancak itibarını kaybeder. Özellikle ülkemizde SPK tarafından ciddi şekilde cezalandırarak, mevcudiyetini kaybedebilir.
Hukuki boyutlarda, finansal manipülasyon , suç olarak kabul edilmektedir. Şirketlerin finansal raporlama yükümlülüklerine uygun davranmaları gerektiği yasal zorunlulukları ihlal eder.
Dolayısıyla, tazminat talepleri, para cezaları hatta hapis cezasına da neden olur.
Finansal manipülasyon faaliyetlerinin hukiki boyutlara ülkeden ülkeye farklılık gösterse de genellikle yasalarla ve düzenleyici kurumlara uyulması gerektiğini belirten çeşitli yasal düzenlemeler içerir.
Örnek olarak; ABD’de Sarbanes-Oxley Yasası (SOX), şirketinin finansal raporlama ve hesap verme süreçlerini güçlendirir. Bu yasa ile birlikte şirketlerin CEO’ları ve CFO’larına finansal tabloların doğruluğu ve dürüstlüğü kapsamında yemin etme zorunluluğu getirir.
Avrupa Birliği’nde, finansal raportlama standartlarını IFRS (Uluslararası Finansal Raporlama Standartları) belirlemektedir.